21 Nisan 2008 Pazartesi

Son günlerdeki favorileri şarkılarım :P

Epeydir burayı ihmal ettim maalesef, bari son günlerde büyük bir zevkle dinlediğim iki parçayı şuraya attırıvereyim de ortalık biraz şenlensin :D Bakalım sizler nasıl bulacaksınız??

İlki Badem ve Özlem Tekim Düeti- Kalpsiz
İkincisi ise hep Müzeyyen Senar'dan dinlemeye alıştığımız "Dalgalandım da duruldum" :P




Gripinin bu parçaya yorumunu da pek beğendim :D

6 Mart 2008 Perşembe

Kapat!! Kapattım...


Ağır ağır dolaş tüm koridorları.. tek tek…

Bir kırık atlıkarınca takılır ayağına.. tek atı kopmuş.. kaybolmuş.. Bir kenarda çocukluk ve gençlik yıllarının tasdikli, sözde başarıları.. Karşıda bir erik ağacı, üzerinde tertemiz, yüreği henüz lekesiz küçük bir kız.. Yüzünde erik lezzetinde bir gülümseme.. Yanında…her düştüğünde elinden tutup kaldıran, onu sımsıkı sarıp sarmalayan, göz yaşlarını silen, güzel bir melek..

Yürümeli.. İşte başka bir koridor..

Genç bir adam elini uzatmış bekliyor, yanında iki masum melek.. Bu yolda artık birlikte yürünecek....

Biraz ötede birileri bekliyor sanki; kırılan, gücenen..
Beklide; çoğu bilmeden, istemeden incitilen..
Ana! Baba! Eş! Arkadaş!....

Ve işte.. İşte tam karşıda, incitenler!!

Tamam artık, buraya kadar....

Nedir? bu DAĞINIKLIK!!
Nedir? bu BOŞVERMİŞLİK!!
Nedir? bu BEZGİNLİK!!

Ama şu an değil, belki yarında değil.. Uyumalı, UYANMALI..dimdik kalkmalı, TOPARLANMALI!!

ve bir daha takılmamalı ayaklarına, dağınık anı kırıntıları..

Evet.. kapat artık, tüm ışıkları..

Kapat…

İşte sonunda….

Kapattım, beynimin tüm ışıklarını...
Yazarı: Bizzat ve ve bittabi şahsım, kendim ve ben :))

22 Şubat 2008 Cuma

Büyümeye kalkma sakın küçük kız...


Küçücük kağıtlardan ,renkli kalemlerden,dün açmış bir kır çiçeğinden…mutlu olmayı başardın…ama,hayatı ciddiye almayı başaramadın..

Kendin gibi yaşayabildiğin bir şato yarattın içinde,ancak sızmaları engellemeyi başaramadın..yinede.

Kendi şatonun mutsuzluk kulelerinde intiharı deneyip durdun be küçük kız.Adını koyamadığın mutluluğa giden yollarda kayboldun.

Hayat denen balta girmemiş ormanın labirentlerinde bulamadın hak ettiğin yeri…..

Yalancı rüzgarlar konuk oldu dallarına daha çok..Çocuk oldun üzdüler,büyüdün kaldıramayacağın kadar ağır sorumluluklar yükledin kendine,hata yaptığındaysa affetmediler seni…

Boş verdin kendine …

Hiçbir zaman olmayacak olanı,İNSANLARIN SENİ ANLAMASINI BEKLERKEN..

MUHTEŞEM BİR HATA DAHA YAPTIN KIRILDIN..

AĞLADIN …

ÜZÜLDÜÜN….

Severken yürekli sevdin..,Yanlış ve korkak yüreklerde yer aradın kendine…

Seni sen olduğun için seven ne az insan varmış çevrende.

Belkide nedeni buydu dostlarının sayısının bir elin parmaklarını geçmeyişi…

Ve böyle bir ülkede ,anlayamadın kafayı yememek için bir tahtanın eksik olması gerektiğini…

Ne kötülük tohumlarının sırrını çözebildin ,nede çiçeklerin bile zehirli olabileceği geldi aklına..

Sahte gülüşlere yer yoktu hayatında,şaha kalkmış sevinçlerinin hemen yanında,yakıcı bir hüzünde dururdu duru bakışlarında.

Berbat bir acemiii…su katılmamış bir amatör olarak atıldın kavgalarına,Nedeni buydu beklide yolunun düştüğü her cephede aldığın yenilgilerin…

Planı hiç yapılmamış kaçışlarındı beklide küçük kız kanayan kentlerin birinden diğerine yaptığın yolculukların..

Yoksa sende,aynı anda her yere yağmaya kalkan şaşkın bulutlar gibi miydin küçük kız?

Ne yaparsan yap ;ama BÜYÜMEĞE KALKMA SAKIN KÜÇÜK KIZ…BÜYÜRSEN,ŞAŞKIN,HESAPSIZ,ACEMİ,ÖZGÜRLÜĞE BİLE BAĞLANMAKTAN KORKAN BİR GEZGİNİNİ DAHA KAYBEDECEK DÜNYAAA……
ALINTI..
Bunu daha önce siteyede eklemiştim. Nedense bu yazıda kendimden parçalar buluyorum :) Yaa napayım seviyorum böyle damar yazıları :D


23 Ocak 2008 Çarşamba



AŞURE


MALZEMELER:

1.5 su bardağı kuru fasulye

1.5 su bardağı nohut

1.5 su bardağı aşurelik buğday

Yarım su bardağı pirinç13-14 adet kuru incir

1.5 su bardağı kadar kuru incir

4-5 adet küçük küçük doğranmış elma

1 portakal kabuğu( bu kabuğun iç kısmındaki beyaz bölüm kesilip çıkarılır ve kabuk küçük küçük doğranır. Ardından küçük bir kapta, muhtemelen cezvede su ile kaynatılıp, suyu süzülür. Aynı şekilde su eklenip tekrar kaynatılıp suyu tekrar dökülür)

1 adet ağaç tarçın

15 adet kadar karanfil

2 paket vanilya

Ağız tadınıza göre göz kararı toz şeker

Göz kararı su ve kıvamına göre gerekirse (birkaç kaşık pirinç unu)

Üzeri için arzuya göre;

Gül suyu, iri çekilmiş ceviz ve nar taneleri


YAPILIŞI :


Öncelikle derin bir tencerede pirinç, portakal kabuğu (bunu kesin deneyin, aşurenin içinde yerken ağzınıza arada gelen bu portakal tadı çok hoşunuza gidecek), ağaç tarçın ve karanfil bir miktar su ile kaynamaya bırakılır. Ardından üzerine kuru fasulye, nohut, buğday eklenir ve duruma göre üzerine kaynar su ilave edilir. Birkaç dakika sonra bu karışıma kuru üzüm, kuru incir ve küçük küçük doğranmış elmalar eklenir. (Ben aşureye kuru kayısı koymuyorum, onun verdiği ekşi tadı pek sevmiyorum ama arzu edenler ekleyebilir) Tencere içindeki kuru üzümlerin biraz yumuşaması beklenir. Ardından ağız tadınıza göre toz şeker ilave edilir. Yani burada ölçü veremiyorum ama eminim siz tadını rahatça ayarlayacaksınızdır. Su kıvamına gelince arada kontrol edelim ve ne çok sulu, nede çok yoğun bir kıvam olmamalı gerekirse üzerine yine kaynar su ilave edebilirsiniz. Tüm meyveler iyice pişip, tüm malzemeler şekeri içine çekene kadar bir süre daha kaynatalım. Şekeri en son ekliyorum ki, yoksa kaynama süresince malzemeler sertleştir ve ağdalaşır. Ocaktan almaya yakın 2 paket vanilya eklenir ve şöyle bir taşım kaynatılıp ocaktan alınır. Bu arada kıvamı eğer yeterince muhallebi kıvamında olmadıysa bir küçük kasede 1-2 kaşık pirinç ununu karıştırıp aşureye ekleyebilirsiniz. Bu gerekli kıvamı sağlayacaktır. En son olarak aşureyi serin bir yerde soğumaya bırakın ve soğuduktan sonra bir kepçe yardımıyla halen içinde durmakta olan ağaç tarçın (zaten zamanla lezzetini içine iyice bırakmış oluyor ve şişiyor) ve karanfilleri içinden alıp çıkarın. Artık servis yapabilirsiniz. Kaselere aldığınız aşurenin üzerine birkaç damla gülsuyu, bir miktar ceviz ve nar taneleri ile süsleyip, ikram edebilirsiniz. Umarım dener ve beğenirsiniz. Afiyet şeker olsun canlarım.